Eş Şehid Anlamı
Eş Şehîd
Kendisinden hiçbir şey saklanamayan ve hiçbir şeyi unutmayan, şahit olan, gören, bilen, haberdar olan
Eş-Şehîd Esmasınn ebced değeri ve zikir adedi 319 adettir. Zikir saati Müşteri, zikir günü Perşembe’dir.
Şehîd Kelime anlamı olarak; Bir olayın vukuu sırasında orada bulunup gerçekleşmesine bizzat tanık olan kimse anlamındaki şâhid’in mübalağası anlamına gelir.
Ebced değeri ve zikir sayısı ; 319
Zikir günü ; Perşembe
Zikir saati : Müşteri (Sabah güneş doğarken ve ikindi sonrası. Gece okumalarında akşamdan sonra ve gece yarısı)
Eş Şehid Esmasının Anlamı
Kendisinden hiçbir şey saklanamayan, her yer ve her mekanda her an hazır ve nazır bulunan, dolayısıyla zamandan münezzeh şahid olan ve iç bir şeyi unutmayan, her şeyin, her olayın gerçeğini gören. Her şey hakkında bilgi sahibi olan, tüm olayların vukuu bulmasında bizzat şahit olan, gören, bilen, haberdar olan, bütün sırlara vakıf olan, Kullarının her yaptığını gören anlamlarına gelmektedir.
Şehîd sıfat olarak Kuran-ı Kerimde 35 yerde geçmektedir. 20 tanesinde Allahü Teala’yı kastetmektedir.

Eş Şehid isminin Özellikleri, Fazileti ve Faydaları:
5 vakit namazdan sonra 1000 kere “Ya Şehîd” zikrine devam eden kimse bir çok derecede manevi zevklere nail olur.
5 vakit namazdan sonra 319 kere “Ya Şehîd” ism-i şerifini zikrine devam eden kimse herkes tarafından sevilir ve ahlakı güzelleşir.
“Ya Şehîd” ism-i şerifini zikreden kişi; nefis ahlakının kötülüklerinden kendini korumaya alır.
Birbirleri arasında düşmanlık olan kimseler “Ya Şehîd” ism-i şerifinin zikrine devam ettikleri takdirde kısa sürede düşmanlıkları sona erer. Düşmanların kalbi yumuşar ve dost olurlar.
Her gün sabah namazlarının ardından 122 defa “Ya Şehîd” ism-i şerifini zikreden kimse şahadet nimetine kavuşur.
Çocuğun huyunun düzelmesi ve güzelleşmesi için sabah namazından sonra çocuğu uyurken yüzüne doğru 21 kere “Ya Şehîd celle celâlühû” ism-i şerifini okuyup yüzüne üflerse Allah’ın izniyle çocuğun huyu düzelir.
“Ya Şehîd” ism-i şerifi asi olan insanlar için okunursa asilikleri geçer. Ana-babaya karşı gelen kişinin veya eşine karşı isyan eden kadın veya erkeğin başından tutularak “Ya Şehîd” ismi okunursa isyanları ve asilikleri geçer.
Zulme uğrayan kişi 1 ay süreyle 319 defa “Ya Şehîd” ism-i şerifini zikredip, o kişiye beddua ederse zulumden kurtulur; zulmeden de cezasını bulur.
Şartlarına ve usulüne uygun olarak “Ya Şehîd” ism-i şerifini zikreden kimse hemen sonuç alır. Celp ve tesir amacıyla yapılmışsa istediği kişi hemen ayağına gelir.
Kırk gün riyazette durarak, helal yemek ve her namaza müteakip 122 defa “Yâ Şehid” ism-i şerifini zikretmek şartı ile kırk günü tamamlayan ve bu vefki taşıyan kimse melek ve melekutun esrarı açılır, keşfeder ve gözüyle ulvi ruhları görür ve onlarla münasebet hâsıl olur.
Eş-Şehid Esmasının Vefkı

Kaynakça 1 (*) (Sadreddin-Konevi Esma-ül Hüsna Şerhi)
İlâhî emrin bir kısmı, kendisine hiç kimsenin isyan edemeyeceği; bir kısmı ise, karşı gelmenin
mümkün olduğu kısımdır.
İsyan edilemeyen ilâhî emir, herhangi bir vasıta olmaksızın mümkünün “ayn”ına yönelik yaratma
hitabıdır; bu da, ona “ol” demekle gerçekleşir, böylece o da, hemen olur.
Bu, muhatabın hiç bir şekilde karşı koyamayacağı ilâhî emirdir.
Karşı gelinebilen ilâhî emir ise, emrin hakîkati değil, onun bir sıfatıdır. Bu, gerçekleşmesini irâde
etmeksizin herhangi bir fiilin işlenmesi veya terk edilmesiyle ilgili emirdir ki, gerçekte o, ruhsuz
lafzî-sûrî bir emirdir. Çünkü emrin ruhu irâdedir. Bu emirle mükellef olan insan ise, Hakkın
kendisinde onu yaratmasıyla, bu emrin ortaya çıkmasının mahallidir.
Hak şahitliğe “ol” der o da olu verir. Böylece şahitlik, sadece şâhidin lisanının mahallidir ki, şahit
söyleyendir. Böylece şahitlik, kendisinde ortaya çıktığı şeye nispet edilmiştir; halbuki şahitliğin
kendisinde ortaya çıktığı şeyin şahitlikte tekvin şeklinde herhangi bir tesiri söz konusu değildir.
Şahitliğin yaratılması/tekvin, Hakka aittir.
Diğer fiiller de buna göre kıyas edilmelidir.
***
Muhakkik ise, eşyanın hem kendi zâtında ve hem de başkalarının zâtında Allah’ı tespih ve zikreden
“a’yân” olarak tekvinini müşâhede eder. Şâyet bu fiillere “masiyet/günah” ismi verilse bile, keşif
sahibi, fiili hakkında verilmiş hükümden soyut olarak müşâhede eder. Çünkü o bilir ki, masiyetin var
olan bir hakîkati/ayn yoktur. Çünkü “masiyet” diye isimlendirilen şey, terktir; terk ise, herhangi bir
şey ve bir “ayn” sahibi değildir, binaenaleyh o, yokluğun müsemması gibi bir şeydir.
Yokluk, altında varlığa ait bir şeyin bulunmadığı bir isimdir. Çünkü burada masiyetin nedeni,
yapılmamış bir emir veya yerine getirilmemiş bir yasaktır, bundan başka bir şey söz konusu değildir.
Buna göre, “Namaz kılınız” denildiği vakit, kişi namaz kılmadıysa, bu durumda o sadece yok olan
bir şeyi işlemiştir; bunun herhangi bir varlığı yoktur. Aynı şekilde, “yap” denilip de, kişi bunu
yapmamış ise, bunun içeriği varlığı bulunmayan yok olan bir şeydir.
Kulun her nefeste bir işte/şe’n olması gerekir ve bu iş, ona ait değildir. Çünkü varlığında zuhûr
eden iş, Hakkın hüviyetidir. “O her gün bir iştedir.”
Böylece bu şe’nler zuhûr etmiştir ki, bizim varlıklarımız/a’yân da bu şe’nlerdendir.
“Allah, yaptıklarınızı görendir.”

Taalluk:
Allah’ı var oluş şekliyle müşahede etmek ve O’nun seni bu konuda nzıklandırmasını talep etmek amacıyla bu isme ihtiyaç duyarsın.
Tahakkuk:
Şehîd, var oluşum sürecinde, senin yanında olan ve gören demektir. Yine Şehîd, Arap dili kurallarına göre “fa’îl” vezninin verdiği mana doğrultusunda, mu.,
hûd (görülen, bilinen) anlamındadır. Zira Allah, her ortamda, nesnede ve zamanda, her şeyin yanında, oluşum öncesi, anı ve sonrasında hazır bulunan demek
tir. Çünkü Allah, her şeye Şâhid ve her şeyle beraberdir.
Tahalluk:
Senin Allah tarafından gözlemlendiğini bildiğinde, “Sana bir şeyi yasakladığında, gördüğünü; bir şeyi emrettiğinde ise, seni gözden uzak tutmadığını” idrak
etmeye çalış. Sen Allah’ın şâhidi olursan, burada hayâlı olmaya, haddini bilmeye gayret göster. Bu hususu bir tek hadis rivayeti kapsamlı bir şekilde ifade et
miştir, şöyle ki: “Allah’a, O’nu görüyormuşçasına kulluk et, sen onu göremesen de o seni görüyor ya”.


